Featured image of post Uzun Süreli Düşük Kalorili Diyetler ve Üreme Ekseni Üzerindeki Etkileri

Uzun Süreli Düşük Kalorili Diyetler ve Üreme Ekseni Üzerindeki Etkileri

Düşük kalori diyetleri ve üreme ekseni üzerindeki etkileri

Giriş

Uzun süre düşük kalorili beslendiğimizde, özellikle karbonhidrat alımı ciddi şekilde azaldığında, vücut bunu hızlıca fark eder. İlk etapta amaç yağ kaybetmektir ama süreç ilerledikçe iş sadece yağla sınırlı kalmaz, hormonal sistem de devreye girer.

Enerji Alımı Azaldığında İlk Tepkiler

Kalori ve karbonhidrat alımı düştüğünde gün içinde insülin salınımı azalır. Bu durum, vücuda “enerji girişi azaldı” sinyalinin verilmesinin ilk adımlarından biridir. Aynı süreçte yağ dokusundan salgılanan leptin hormonu da düşmeye başlar.

resim

Düşük ve yüksek karbonhidrat diyetlerinde insülin farkı

Leptin ve Beyin Arasındaki İletişim

Leptin düştükçe, beyne giden “enerji yeterli” sinyali zayıflar. Bu enerji durumu sinyali hipotalamusta algılanır. Bu süreçte leptin düştükçe, hipotalamusun arcuate nucleus (ARC) bölgesindeki denge değişir. Leptin seviyeleri normalken POMC nöronları aktif durumdadır ve beyne “enerji var” sinyali gönderir; buna karşılık NPY/AgRP nöronları baskılıdır.

Leptin düştüğünde ise bu denge tersine döner: POMC aktivitesi azalır, NPY/AgRP aktivitesi artar. Bu değişim yalnızca açlık hissini artırmakla kalmaz, aynı zamanda üreme ile ilişkili sinyalleri de baskılar.

Üreme Ekseni Nasıl Baskılanıyor?

Üreme ekseni açısından kritik rol oynayan kisspeptin nöronları, GnRH’nin ana tetikleyicileridir ve enerji durumuna son derece hassastırlar. Leptin düştüğü anda kisspeptin nöronlarının ateşleme sıklığı azalır, buna bağlı olarak GnRH pulsları yavaşlar, hipofizden salgılanan LH ve FSH seviyeleri düşer.

LH ve FSH düştüğünde ise üreme sistemi direkt etkilenir. Testisler veya overler tam verimle çalışamaz ve hormon üretimi baskılanır. Bu, vücudun bilinçli olarak yaptığı koruyucu bir adaptasyondur.

Burada hipotalamus tamamen baskılanıyor demek doğru değildir; bu, beyin nörolojisine aykırı bir ifade olur. Enerji yetersizliği durumunda hipotalamusun leptin ile ilişkili üreme devreleri yeterli şekilde uyarılamaz ve GnRH nöronları tam kapasite ateşlenemez. Ancak bu durum hipotalamusun diğer görevlerini durdurduğu anlamına gelmez. Yön bulma ve biyolojik saatten sorumlu suprachiasmatic nucleus (SCN), vücut ısısını düzenleyen preoptik alan ve susuzluğu kontrol eden OVLT ve SFO gibi bölgeler normal şekilde çalışmaya devam eder. Yani baskılanma genel değil, fonksiyonel ve seçici bir baskılanmadır.

Sonuç

Vücutta androjenik aktivite yüksek olsa bile (örneğin testosteron seviyeleri normal ya da dışarıdan desteklenmiş olsa bile), beyin enerji durumunu yetersiz algıladığı sürece üreme sistemini tam kapasite çalıştırmaz. Çünkü merkezi sinir sistemi için mesaj nettir: “Önce yeterli besin bul, sonra üremeye enerji ayır.”

Düşük kalori ve karbonhidrat → insülin salınımı azalır → leptin düşer → hipotalamus nöronları baskılanır → GnRH pulsları azalır → LH & FSH düşer → üreme sistemi baskılanır.

Referanslar

Licensed under CC BY-NC-SA 4.0
comments powered by Disqus
Hugo ile oluşturuldu.
Stack teması Jimmy tarafından tasarlandı